Du er ikke logget ind
Beskrivelse
Soguk Savasin sona ermesiyle dünya, yasanan ekolojik kriz ve sermaye birimi krizi ile birlikte çevresel varliklarin sinirsiz olmadigi gerçegi ile yüz yüze gelmistir. Sanayi Devrimi'nden bu yana hizla gelisen sanayilesme ve kaynak çatismasi sonrasinda çevresel bozulmalar, iklim degisikligi, biyolojik çesitliligin azalmasi vs. gibi çevresel sorunlar, hizli nüfus artisi, kaynak çatismasi, terör, nükleer ve kitle imha silah kullanimi, göç, mülteci gibi toplumun tamamini tehdit eden riskleri beraberinde getirmistir. Küresel boyutta bu risk ve tehdit unsurlarinin artmasi ile ulusal güvenlik kavraminin boyutlari çevresel, sosyal, ekonomik, siyasal konulari da içine alarak kapsami genisletilmistir. Çevresel güvenlik tehditlerinin temelinde kuzey ülkelerinin dogal kaynaklar üzerinde güç mücadeleleri ve izledikleri sömürge politikalari vardir. Bu yüzden, çevresel güvenlik tehditleri, küresel güçlerin odaginda dogal kaynaklardan zengin güney ülkelerinde yogun yasanmaktadir. Bu çalismada, çevresel güvenlik kavrami yaklasimlari ve risk faktörleri, kuzey (merkez) ve güney (perifer) ülkeleri baglaminda tarihsel olaylar ve politikalar çerçevesinde incelenmistir.