Du er ikke logget ind
Beskrivelse
Friedrich Nietzsche'nin insan kavrayisi, felsefe tarihinde özellikle ahlak felsefesi açisindan büyük öneme sahiptir. Onun insan tipleri siniflandirmasi, sürü insanindan üstinsan idealine dogru uzanan bir deger hiyerarsisini gözler önüne serer. Üstinsan veya trajik insan, Nietzsche'ye göre insanda potansiyel olarak bulunan bir idealdir ve ahlaki açidan iyi olan tavir, insanin kendisini asip bu seviyeye ulasmayi istemesidir. Ancak sürü degerleri tarih boyunca her zaman baskin olmus ve bu potansiyelin ortaya çikmasini çoklukla engellemistir. Nietzsche'nin felsefesinde yasam için yikici olan sürü ahlaki, Avrupa toplumunun tarihsel sürecinde Hiristiyanlik olarak tezahür eder. O, Hiristiyanligin, dolayisiyla sürü ahlakinin özünde ressentiment denilen, hinç ve kin duygulariyla yogrulmus psikolojik bir durumun yattigini söyler. Bu çalismada, Nietzsche'nin felsefesinde ressentiment kavraminin sürü ahlakinin ortaya çikmasinin ve sürekliliginin kaynagi oldugu; bununla beraber bu yikici psikoloji için bir çözümün yine Nietzsche'de, onun yaratici trajik insan idealinde bulunabilecegi fikri ortaya konulmaya çalisilmistir.