Du er ikke logget ind
Beskrivelse
Göçmen Türk Edebiyati; Alman Edebiyatina biçim açisindan yeni bir tat ve tuz, içerik açisindan ise yeni ufuklar açmistir. Edebiyat kamuoyunda Almanya'nin Göçmen Edebiyati ile gündeme gelmesi de bunu gösteriyor. Nitekim göçmen yazarlarin özgüvenle içerikte ve biçimde yeni denemelere girismeleri takdir toplamis ve kamuoyunu heyecanlandirmistir. Bugün uluslararasi toplantilarda Göçmen Edebiyati tartisiliyorsa, bu da göçmen yazarlarin basarisidir. Kitapta anlatilan bu basari öyküsü, sadece edebiyat biliminin bakis açisi ile degil, göç olgusunun arka planina isik tutmak amaciyla sosyal-psikolojik bir perspektifle de ele alinmistir. Bu çerçevede Türklerin 1960'li yillardan baslayip günümüze kadar devam eden göç sürecinde yasadiklari sorunlar, göçün nedenleri, sosyo-kültürel ve psikolojik sonuçlari da kitapta yer almistir. Kitap; ayni zamanda Alev Tekinay örneginde bir taraftan birinci kusak göçmenlerin, çocuklarini, inançlarini, kültür ve kimliklerini korumak için verdigi mücadeleyi anlatirken, diger taraftan da yasadiklari kusaklararasi çatismalari, ikinci kusagin benlik arayislarini, kimlik bunalimlarini ve ailelerin uyguladiklari otoriter egitimi estetik bir tat içinde anlatiyor.